30 Ekim 2012 Salı

Ülkemiz tam bir nar cenneti. Sonbahardan ilkbaharın sonuna kadar nar eksik olmaz bizim topraklardan. Mayhoşu, tatlısı, beyazı, kırmızısı ile her lezzeti sofralardaki baş köşeyi hak ediyor. Güllaç da aşure de muhallebi de onunla bir başka olur. Hele tanelerini kaşık kaşık yemenin zevkini hiçbir meyvede bu kadar yaşayamazsınız. Malumunuz şu sıralar çarşı-pazarı, market rafları ve dahi sokakları çeşit çeşit nar tezgâhları süslüyor. Onun o görsel zarafeti de ister istemez iştahınızı kabartıyor, soyup yeme noktasında epey bir naz yapsak da her seferinde elimiz nara uzanıyor. Onu büyük zahmetle kabuğundan çıkarıp yemenin arkasında aslında büyük bir rahmet var. Çünkü narın çiçeği, kabuğu, çekirdeği ve suyu her derde deva! Pekmezi yapılır, onun o ekşimsi tadı konsantre edilip nar ekşisi halini aldıktan sonra salatalara ve yemeklere de müthiş bir aroma verir, hatta kırmızı et ve sebze yemeklerinde tazesi bile kullanılır. O bu kadar çok işe yarayınca hakkını teslim etmek gerekir. Hem bereketi temsil eder hem de mübarek bir tarafı da vardır narın, zira Kur’an-ı Kerim’de adı geçen nadir meyvelerdendir. “Gökten suyu indiren O’dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.” (En”am Sûresi, 99) Suyu, kabuğu, çekirdeği, çiçeği… Her biri ayrı ilaç! C vitamini, demir ve potasyum bakımından zengin olan narın bin bir çeşit faydası tıp tarafından da onaylanıyor. Doğal bir antibiyotik olan nar bağışıklık sistemini koruyor, içeriğindeki bazı maddeler kolesterol ve şekeri dengeliyor. Narın suyundaki C vitamini kış hastalıklarına karşı vücuda adeta bir kalkan görevi üstleniyor, prostat kanserine karşı koruyucu etkisi biliniyor. Nar kabuğunun ishal kesici ve kurt düşürücü, virüs ve mikrop öldürücü özelliği bulunuyor. Aynı zamanda nar kabuğunun antioksidan ve anti tümör etkileri olduğu da biliniyor. Nar çiçeği çayı bağırsaktaki yara ve iltihapları gidermede kullanılıyor ve şeker hastalığını tedavi edici özelliği de bulunuyor. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’na göre nar suyunun faydaları: Yüksek tansiyon hastaları Nar suyu yüksek tansiyon şikâyetlerine karşı iyi bir destekleyicidir. Yüksek tansiyona yeni yakalanmış olanlar için aynı zamanda tedavide mükemmel bir destekleyicidir. Özellikle, yüksek tansiyon şikâyeti yeni başlamış olanlara, iki bardak nar suyu içmelerini tavsiye ederim. Nar suyu, yüksek tansiyonun yerleşmesine karşı güçlü bir silahtır. Tansiyon düşüklüğü şikâyeti olanların da nar suyundan uzak durmalarını öneririm. Diş eti ve diş kökü iltihaplanmalarında Bazı sebze ve meyveler belirli organ ve dokular üzerinde daha etkilidir. Adeta ilgili organa veya dokuya daha fazla tercihli olarak yönelirler. Nar suyu da, diş kökü ve diş eti iltihaplarına ve böbrek enfeksiyonlarına karşı daha fazla etkilidir. Diş eti ve diş kökü iltihaplarına karşı kür Günde iki-üç kez birer çay bardağı dolusu, ağızda bekleterek yudum yudum içmektir. Narın tanelerini ayırıp sadece tanelerini sıkmak yeterli değildir. Tıpkı portakal veya limon sıkar gibi, bıçakla narı ortadan kesip narenciye sıkacağında sıkmak şeklinde olmalıdır. Çünkü anti bakteriyel, antiseptik ve anti inflamatuvar etkili maddeler narın tanelerinin bağlı olduğu buruk ve kekremsi tadı olan etli kısmında bulunmaktadır. Dikkat: Narı çekirdekleri ile beraber tüketmek bağırsak hareketlerine engel olup kabızlığa neden olmaktadır.

18 Ekim 2012 Perşembe

DİYET YAPANLARA BİRKAÇ ÖNERİ 587 Diyet sırasında form çay içmek gerekli mi? Zayıflama sürecinde form çayı içmek gerekli değildir. Hatta form çaylarını mümkün olduğu kadar kullanmamakta fayda vardır. Çünkü form çaylar sinameki bitkisi içerir ve uzun süre sinameki tüketmek sağlıklı bağırsakları bozarak, bağırsak tembelliğine yol açabilir. Kilo kontrolü öncesi haftada bir iki kere kullanıp bağırsakları tam boşaltmak ve gerçek kilo kaybını görebilmek için kullanılabilir. Ama düzenli kullanılmamalıdır. Metabolizmayı hızlandırmak için her gün düzenli tükettiğiniz bitki çaylarının sinameki içermemesine özen göstermelisiniz. Zayıflama diyetlerinde lor peynirin önemi Kesilmiş sütün suyu ve peynir yapıldıktan sonra kalan sıvı b proteinleri içerir bu çok değerli olan b proteinleri bağışıklık sistemini korumada ve kas yapımında oluşturma da çok önemlidir. Bu nedenle yaşlılara ve sporculara sıklıkla önermekteyim. B proteini en çok lor peynirinde bulunur. Ülkemizde lor peyniri çok sıklıkla tüketilmemektedir. Ayrıca lor peyniri zayıflama diyetlerinde de çok sık önermekteyim çünkü açlığı bastıran hormonlara artırmaktadır ayrıca yapılan araştırmalar b proteinlerinin tansiyonu önlediği görüşleridir hipertansiyon hastalarına da sıklıkla önermekteyim b proteini içeren gıdalar sıklıkla diyetimiz de bulunmalıdır web sayfamda da ayvalık loruyla yapılan birçok salata türü vardır. Kepek ekmeği zayıflatır mı? Kepek ekmeği zayıflatmaz, ancak lif içeriği daha yüksek olduğu için beyaz ekmeğe göre çok fazla doyumluluk sağlar. Diyet sırasında kan şekeriniz kontrollü artar ve açlık ataklarınız olmaz. Kepekli ekmekle beyaz ekmek arasında kalori farkı çok değil, sadece kepekli ekmekteki lif beyaz ekmeğe göre vitamin içeriği çok daha yüksektir. Taze sıcak beyaz ekmeği kontrolsüz yeme ihtimaliniz çok yüksektir. Ayrıca beyaz ekmek yediğinizde kan şekeriniz düşeceği için daha çok acıkırsınız. Ancak kepekli ekmek içindeki lifler mide de şişip, çabucak doymamızı ve geç acıkmamızı sağlar. Sadece kepekli ekmek değil, bunla beraber çavdar, tahıllı ekmeklerde liften zengin faydalı ekmeklerdir. Tabi vurgulamakta fayda görüyorum, beyaz ekmekle ve sağlıklı ekmekle kalorisi arasında çok büyük fark yok. Yani bu sağlıklı ekmekleri de bol, bol tüketmek kilo verememenizi hatta kilo almanızı sağlar. Çok su içmek zayıflatır mı? Tabi ki de bol, bol baklava, börek, çörek yiyip, üzerine bolca su içmek zayıflatmaz. Ancak su vücudumuz için çok önemli bir maddedir. Vücudumuzun yüzde yetmiş beşi, beynimizin ise yüzde doksan beşi i sudan oluşur. Vücuttaki suyun yüzde ikisinin kaybedilmesi, yorgunluk, halsizlik hafıza kaybı, konsantrasyon düşüklüğüne yol açabilir. Yeterli miktarda su içmek daha fazla kalori harcamasını sağlar. Aç karna içildiğinde vücuttaki Zaralı maddelerdin atılmasını kolaylaştırır. Cildin nemini ve gerginliğini artırır, kırışıklıkları önler, selülütten korur. Aynı zaman da böbreklerin çalışmasını düzenler. Kuvve taş oluşumundan korur. Sindirim kolaylaştırır. Kabızlığı önler. Eklem hareketlerini kolaylaştırır tok tutarak ve metabolizmayı hızlandırarak zayıflamayı destekler. Zayıflama haplarını kullanmalı mıyız Obezite son on yılda iki katına çıkmasıyla beraber kalp hastalıkları şişmanlıkla beraber, şeker hastalıkları ve özellikle kolon ve over kanseri gibi, hastalıklarda iki katına çıkmıştır. Her türlü medeniyet araçlarının artması hareketsiz yaşam ve dengesiz beslenme bunların önemli nedenleridir. Amerika’da obezite çok büyük bir tehlikedir. Son On yıl içerisinde, on milyon dolar olan obezite için harcanan arge çalışmalarına harcanan on milyon dolar olan miktar yüz milyon dolara çıkmıştır. Çok ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Zayıflamayı sağlayan ilaçları bulmak için, yalnız bütün dünya bununla çalışmasına rağmen hala buna çözüm bulunamamıştır. Bence bulunamayacaktır da. İnsanların zaaflarına sömüren her gün televizyonlarda reklamı yapılan, satışları yapılan içeriği bilinmeyen içeriği bilinse dahi dozları bilinmeyen bitkisel kökenli diye adlandırılan denetimsiz bitkisel pireperatlar satılmaktadır. Bunlar sağlığa çok zararlıdırlar, hiçbir şekilde tüketilmemelidir. Ve bakanlık özellikle sağlık bakanlığı ve tarım bakanlığı tarafından dikkatle denetlenmelidir. Unutmayınız her yıl yeni bir pireperat çıkmaktadır. Yosun hapı, elma krom hapı, altın çilek hapı gibi, seneye de baka bir hap çıkacaktır. Eğer obeziyete çare olacak bir bulunsa inanın Amerika halk sağlını çözmek için aşı gibi bedava halkına dağıtır. Lütfen zaaflarınıza kapılarak bu hapları kullanmayın.